Türkiye, yıllarca cimnastiği hayranlıkla izledi. Nadia Comaneci, Olga Korbut, Bart Conner gibi isimler on yıllarca gençlerin, kız ve erkek çocuklarının hayallerine girdi. 2020 ve 2021 yılı ise bu önemli sporda tam anlamıyla bir “pırlanta” nesil yarattı. Ardarda gelen madalyalar gösterdi ki, yetenek ve disiplin, destekle birleşince harikalar yaratılıyor. v-4088.jpgTürkiye’nin en önemli markalarından VESTEL çok daha uzun vadeli bir destek için Cimnastik Federasyonu ile işbirliğine gitti. Büyük kitlelere ulaşan sporlara destek verebilecekken genç kadınların ve kız çocuklarının hayallerine destek verdi. Sonuç müthiş. Vestel yetkilileri ve Ritmik Cimnastik Milli Takımı Oyuncularına ulaştım ve işin sırrını sordum: Vestel Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı (CMO) Duygu Badem Uylukçuoğlu, kadın voleybolundan cimnastiğe uzanan desteklerini şöyle anlattı:“Spor sponsorluklardaki ilk amacımız, iş birliği yaptığımız spor dalına her alanda destek verip, o spor dalının gelişimine katkı sağlamak. Biz iş birliği yaptığımız spor dallarının, bulunduğu noktadan daha ileriye gitmesini hedefliyoruz. Türk voleybolunun bugün dünya voleyboluna adını altın harflerle yazdırmasında Vestel’in de payının olduğunu bilmemiz bizim için çok değerli. Bu başarı hedefimizin en somut ve gurur verici örneklerinin başında geliyor. v-4255.jpgSon 10 yılda Türkiye’de sporun, bilhassa kadın sporunun gelişimine bire bir tanıklık ettik, birbirimize destek olarak onlarca başarıyı göğüsledik. Bugün geldiğimiz noktada son 5 yıldır sponsoru olduğumuz Avrupa’nın en değerli Kadın voleybol liginin, Türkiye’nin Sultanlar Ligi olmasından gurur duyuyoruz.”duygu-badem-uylukcuoglu.jpgUylukçuoğlu, bunun kadının toplumdaki yeri ile olan ilişkisini de şu sözlerle paylaştı:Kadın sporcuların başarılarının artmasıyla da daha güçlü kadın rol modellerinin ortaya çıktığına şahit oluyoruz. Voleybol oyuncularımıza bakarsanız “başarının” tanımını çok kolay yapabilirsiniz. Akıllı, eğitimli, yüksek karakterli, oturaklı, disiplinli, çalışkan, dürüst, erdemli insanlarımız…. Başarılı kadın sporcular; geleceğin spor profesyonellerine, iş liderlerine ve yetenekli kadınlarına ilham verirken aynı zamanda zinde ve sağlıklı yaşam tarzını da teşvik ediyorlar. Bu da kadınların hakları için seslerini daha güçlü çıkarmalarını sağlarken toplumun yarısını oluşturan kadınların görmezden gelinmeye çalışılmasını engelliyor.v-4177.jpgBundan sonraki süreçte Türk cimnastiğinin daha da ileri gitmesi için Türkiye Cimnastik Federasyonu ile birlikte çalışacağız. Türkiye Cimnastik Federasyonu’nun co-sponsorluğu ve Kadın Ritmik Cimnastik Grup Milli Takımı’nın ana sponsorluğunu üstlendik. Türkiye Cimnastik Federasyonu ile imzaladığımız sponsorluk anlaşması kapsamında 2020 Avrupa Şampiyonu Kadın Ritmik Cimnastik Grup Milli Takımı’nı desteklemekten gurur duyuyoruz. Birlikte nice başarılara imza atacağımıza inancım tam.”v-4222.jpgFİZYOTERAPİST, SALON, MOTİVASYON VE ÖNYARGISIZ BAKIŞ İSTİYORLARGenç harika kadınlardan oluşan takıma da “bu tip sporlarda en çok neye ihtiyaç duyuluyor” diye sordum. İşte Yanıtlar: Duygu Doğan: Bizim sporumuzda yaşanan en büyük problemlerden biri salon sıkıntısı. Yarışma ortamına dair şartların oluşturulamaması sporcuları çok etkiliyor. Kalabalık gruplar halinde çalışmak bireyselde bir yere kadar tolere edilebilse bile maalesef bizim branşımız olan grup kategorisinde böyle bir şey mümkün değil. Federasyonumuz bu konuyla alakalı çalışmaları sürdürerek destek olmaya çalışıyor. Eğer tesisler artarsa, kulüpler daha rahat ve esnek şekilde çalışarak başarılı sporcular yetiştirmeye devam edebilir diye düşünüyorum.Azra Akıncı: Halkımızın bu spora karşı olan ön yargısının kalkmasını ve bizleri desteklemelerini umuyoruz.Nil Karabina: Biz ve bizim gibi takımlar genelde fizyoterapist ya da masöre ihtiyaç duyuyor. Çünkü sakatlıklarımız antrenman ve yarışma performansımızı etkiliyor.İrem Ökçün: Sporcunun motivasyona ihtiyacı var. Bunun için de destek görmesi gerekiyor. Yaptığı sporda ailesinin ve çevresinin onu desteklemesi ve ona saygı duyması lazım. Böylece sporcunun isteği artar ve onu daha çok çalışmaya iter. Defne Alpaslan: Yaptığımız spor uzun çalışma saatleri gerektirdiği için sakatlıklar ve yorgunluk sonucu motivasyon düşüklüğü olabiliyor. Bu yüzden bence bir sporcunun hem fiziksel hem de mental olarak sağlıklı olması gerekir. Peri Berker: Genel olarak sporumuzun daha fazla duyulmasına ve destek görmesine ihtiyacımız var. Ritmik cimnastik ülkemizde maalesef çok yaygın olmadığı için yurt dışı yarışmalarında taraftar açısından diğer ülkelere nazaran azınlıkta kalıyoruz.Eda Asar: Bizim bu sporu yaparkenki en büyük ihtiyacımız fizyoterapist, ilaçlar, kremler ve kullandığımız aletler oldu.v-4129.jpg“BAŞARI HAZIR OLANA GELİR, ÇOK ÇOK ÇALIŞTIK. HEDEF OLİMPİYATLAR” Peki ama Türkiye gibi Cimnastik’in “üvey evlat” muamelesi gördüğü bir ülkede, nasıl hazırlandı bu harika genç kadınlar? Vestel’in Federasyonla ve takımla ilişkisi nasıldı? Bunları da sordum: Duygu Badem Uylukçuoğlu: “Ben uzakta da olsam aslında takımla yakın temas halinde sayılırım. Federasyonla zaten çok yakın bir ilişkimiz var. Şunu söyleyebilirim ki; başarı tesadüf değil. Sporcularımız gece gündüz çalışılıyor, seyahatler, antrenmanlar, yarışmalar, kamplara katılıyorlar. Hep bir faaliyet var. Biliyorsunuz başarı gelir, fırsat gelir ama HAZIR olana gelir. Cimnastik de bunu yaşıyor. Türkiye’de cimnastik sporu son 8 yılda 12 ilden 81 ile yayıldı. Lisanslı sporcu sayısı da binli rakamlardan 120 bine ulaştı. Çok çalışkan, hırslı, ülkesini ve bayrağını seven, milleti için başarma arzusunu içinde taşıyan insanlarımız, gençlerimiz var. Sabır ve disiplin olmazsa olmazı. Biz bu noktada inanın sadece takımımızın göğsüne isim yazdık sponsor olduk, şimdi sonucu bekliyoruz gibi bir yaklaşımda değiliz. Her yarışı takip ediyoruz. Öncesi, sonrası tüm Vestel Şirketler Grubu içinde paylaşımlar yapıyoruz. Sporcularımızın ihtiyaçlarını sorguluyoruz. Onlar için uzakta duran bir sponsor olarak değil, yakında bir destekçi olarak konumlanmaya çalışıyoruz.”Duygu Doğan: Ritmik cimnastik başarı elde edebilmek için çok uzun süre emek vermeniz ve sabır göstermeniz gereken bir spor dalı. Küçük yaştan itibaren başlayan ağır antrenmanlar ve disiplin bize sadece sporda değil normal hayatta da zaman yönetimi yapmayı öğretiyor. Böylece akademik anlamda spor yapmamıza rağmen yaşıtlarımızın gerisinde kalmıyoruz, hatta içselleştirdiğimiz disiplin sayesinde okul hayatında da başarılı oluyoruz. Aynı zamanda bir takım sporu yaptığımız için sürekli birbirimize destek oluyoruz ve iş birliği yaparak çalışmayı öğreniyoruz. Ritmik cimnastik maalesef ülkemizde çok popüler olan bir spor değil ancak aldığımız Avrupa Şampiyonluğundan sonra Vestel’in sponsor olması bize çok büyük bir motivasyon oldu. Markalardan destek gelmesi, insanların bunu görmesi ve cimnastikteki başarılarımızın tanınması için çok önemli. v-4106.jpgAzra Akıncı: Avrupa Sampiyonası’na hazırlanma sürecinde iki aylık uzun ve zorlu bir kampa girdik. Her gün sekizer saat çift antrenman yaparak kendimizi geliştirdik. 16 hatasız seri planı yaparak gittiğimiz yarışmada asıl halıda da hatasız bir performans sergileyerek şampiyon olduk. Bu yolda Federasyon ve Bakanlığımız desteğini hiç esirgemedi. Pandemi sürecinde salonumuzda antrenman yapabilelim diye özel izinler aldılar. Eksik olan malzemelerimizi tamamladılar. Bunu sadece bir takım olarak değil büyük bir ekip olarak başardık diyebilirim.Nil Karabina: Yarışmalara hazırlanırken sıkı bir antrenman programı ile hazırlanıyoruz. Takım içi motivasyonumuzu üst seviyede tutmaya çalışıyoruz. Bunun yanı sıra antrenör ve hakemlerimiz de bizlere yardımcı oluyorlar.İrem Ökçün: Uzun ve zorlu bir süreçten geçtik. Birbirimize her zaman destek olduk ve hep dik durmaya çalıştık. Aynı zamanda ailelerimiz ve antrenörlerimiz hep arkamızda durdular. Disiplin, çok çalışma ve sabır sonucunda da bu başarıyı elde ettik.Defne Alpaslan: Bu spor disiplin, takım ruhu ve sabır gerektiriyor. Bu şekilde, önümüze çıkan engellere takılmadan, kamplarda, birbirimize destek olarak, antrenörlerimiz ve federasyonun desteğiyle hazırlandık.Peri Berker: Başta Federasyonumuz ve Vestel bu dönemde her zaman yanımızda oldukları için çok şanslıyız. Olimpiyat seçmesine yaklaştıkça antrenman tempomuz, kampların sıklıkları arttı tabi haliyle kendimize kalan zamanımız da bir o kadar azaldı. Bu süreçte en büyük motivasyonumuz olimpiyatlara katılmaya hak kazanan ilk Türk ritmik takımı olmak.Eda Asar: Her gün uyandığımızda nasıl daha verimli bir antrenman geçirebiliriz diye gidiyoruz salona. Çok uzun saatler antrenman yaptığımız için bu işte gerçekten çok sabırlı olmak gerekiyor.