

KADINLAR KENDİLERİNİ SOKAKTA GÜVENDE HİSSETMİYOR!Sokaktayken kendini güvende hissedememek kadınların önemli sorunlarından biri. Bununla beraber kadınlar günün her saatinde özgürce dolaşabilmenin devlet tarafından güvenceye alınması gerektiğini düşünüyor (%86). Bu konuda erkeklerin fikirleri de kadınlardan ayrışmıyor.
Erkekler kadınların günün her saati özgürce dolaşabilecekleri fikrine katılıyor (%77) görünse de çok önemli bir konuda ayrışmaları dikkat çekiyor. Erkekler kadınların giyim tarzının tacizi meşrulaştırmadığı fikrine daha az, kısa ve açık giyinen kadınların tacizden sorumlu olduğu fikrine ise daha fazla katılıyor (%24).


Erkekler %56 oranla koruyucu rollerinin yanında ailenin geçimini sağlayan kişi olma görevine de sahip olduklarını düşünüyor ve kadınların %34’ü de bu fikirde. Hatta kadın çalışacaksa erkeklerin %40’ı izin alması gerektiğini savunuyor. Bu da eşitliğin savunanların birçoğu aslında yine geleneksel fikir kalıplarının içerisinde yaşadığını gösteriyor. İroni yaratan başka bir detay dikkat çekiyor; erkekler kendilerini hanenin gelir sağlayıcısı/reisi olarak konumlarken her 4 erkekten 1'i "eşimin benden daha fazla kazanması sorun olmaz" diyor.



EVLİLİK KARARINI DA BOŞANMA KARARINI DA EŞLER BİRLİKTE VERMELİ!Evlilik kararının evlenecek kişiler tarafından ortak ve eşit fikirler doğrultusunda verilmesi gerektiği savunuluyor. Buna uygun biçimde, evli katılımcılar genellikle evlilik kararlarını eşleri ile birlikte verdiklerini ifade ediyor. Diğer yandan, kadınlarda görücü usulü evliliklerde sosyo-ekonomik statünün etkisi gözlemleniyor. Buna göre, DE sosyo-ekonomik statüde görücü usulü evlenme eğilimleri daha yüksek. Erkeğin hane reisi rolü evliliğe bakışta da açık biçimde karşımıza çıkıyor. Erkekler evlilikte ailenin reisinin «koca» (%50) olduğu fikrini daha fazla benimsiyor.
