Günümüzde dünyanın dört bir yanında insanlar uzun süreli ve anlamlı ilişkiler kurmakta zorlanıyor. Birbirinden kültürel olarak farklı ülkelerde - Örneğin, Meksika, Peru, Güney Afrika, Güney Kore ve hatta Finlandiya gibi - evlilik oranları düşüyor, ayrılıklar ise artıyor.

Özellikle Çin'de evlilik sayısında yaşanılan dramatik düşüş dikkat çekici: 2014'te 13 milyon olan evlilik sayısı, 2024'te altı milyona kadar geriledi. Aynı şekilde, Finlandiya'daki anketler beraber yaşayan çiftlerin evlenmek yerine ayrılmayı daha olası bulduğunu gösteriyor.

Peki, neden dünyanın çeşitli köşelerinde insanlar uzun vadeli ilişkiler kurmakta zorlanıyor? Brezilya'nın Santa Catarina kentinde yaşayan 36 yaşındaki Felipe, bu sorunun örneği. Ömrü boyunca bir partner bulma umuduyla her yolu denediğini söylþyor ama hiçbir denemesi başarıya ulaşmamış. Çocukken yazdığı aşk mektuplarından tutun da, üniversitede ders yardımı tekliflerine kadar, Felipe'nin çabaları hep cevapsız kalmış. 30'larına geldiğinde ise kadınlarla bağ kurabilmek için terapiye başlamış ama yine de beklediği sonuca ulaşamamış.

Yenilebilir heykeller ve renkli figürlerle pastacılığa farklı boyut kazandırıyorlar Yenilebilir heykeller ve renkli figürlerle pastacılığa farklı boyut kazandırıyorlar

Felipe'ye göre bu yalnızca onun sorunu değil; birçok erkek benzer bir çaresizlik hissi yaşıyor. ABD'deki verilere göre, 18-24 yaş arası erkekler diğer tüm demografik gruplardan daha fazla yalnız vakit geçiriyor. Bundan 20 yıl önce aynı yaş grubundaki insanlar sosyalleşmede çok daha aktifti; şimdi ise sosyal medyada geziniyor, oyun oynuyor veya dizi izliyorlar.

Peki, sosyal medyada bu kadar vakit geçiren insanlar neden flört uygulamalarını daha az kullanıyor? Sensor Tower verilerine göre, 2024 yılında en popüler altı flört uygulamasının indirilme oranları yüzde 18 azaldı ve bu, bu uygulamaların çıkış tarihlerinden beri ilk kez yaşanıyor. Arizona Eyalet Üniversitesi'nden Dr. Liesel Sharabi'ye göre, kullanıcılar flört uygulamalarından hüsrana uğramış, yorulmuş ve bunalmış hissediyor.

Sharabi, bu bıkkınlığın sebeplerinden birinin uygulamalardaki eşleştirme yöntemlerinde yenilik eksikliği olduğunu belirtiyor. Kadın kullanıcılar, aldıkları mesajların fazlalığından bunalırken; erkekler ise sıklıkla görmezden gelindiklerini hissediyor. Bu da flört sürecini daha da zor bir hale getiriyor.

Nijerya'nın Abuja kentinden Hassana ise hiç flört uygulaması kullanmamış. Ona göre bu, kendisini “açık artırmaya çıkarmış” gibi hissettirecek bir deneyim olurdu. Yine de, çevrimdışı flörtleşmek de Hassana için kolay değil; onunla aynı değerleri paylaşan erkekleri bulmak zorlaşmış durumda.

İran'da yaşayan 40 yaşındaki Nazy de benzer bir durumda. Kendisi çalışmak ve partneri kadar kazanmak isteyen bir kadın ancak bu, bazı erkekler tarafından “Yarışıyor” gibi algılanıyor. Bu şekilde, hem Hassana hem de Nazy, maddi ve entelektüel olarak kendilerine denk bir partner bulma konusunda zorlanıyorlar.

Sosyolog Dr. Alice Evans'a göre, yalnızlığın artmasının temel nedenlerinden biri, kaliteli bireysel eğlence alternatiflerinin çoğalması. “Eğer flörtleşmek yorucuysa, evde kalıp dizi izlemek veya oyun oynamak artık çok daha cazip bir seçenek,” diyor. Ancak Evans, erkekler ve kadınlar arasında derinleşen empati eksikliğinden endişeli: “Farklı dünyalara ait insanlar, artık eskisi kadar kolay birbirleriyle bağ kuramıyorlar.”

Sonuç olarak, modern dünyada flört, her zamankinden farklı dinamiklerle dolu. Teknolojinin ilişkiler üzerindeki etkisi, bireyselleşme ve toplumsal cinsiyet normlarındaki dönüşümler, insanları hem bir araya getiriyor hem de birbirinden uzaklaştırıyor. Fakat bu karmaşada umut da var: Gerçek bağlar kurma arzusu hâlâ canlı ve evrim geçiriyor.